
Newsletter Subscribe
Enter your email address below and subscribe to our newsletter
Enter your email address below and subscribe to our newsletter
Mutfağa giren herkes için tereyağı ve margarin arasındaki farklar kafa karıştırıcı olmuştur.
Hatta gastronominin temel bilgilerine sahip değilseniz kendinize “Tereyağı mı margarin mi kullanmalıyım? Her ikisi de katı yağken neden margarin fiyatları daha ucuz?” tarzı sorular sorarsınız.
Ancak endişelenmenize gerek yok.
Bu yazıyla beraber tereyağı ve margarini kimyasal yapılarından sağlık etkilerine kadar tüm yönleriyle incelemiş olacağız.
Ekstra olarak “Doymuş yağ ve doymamış yağ nedir?” soru da konularımız arasında olacak.
Öyleyse kahvaltı masaları üzerinden subliminali yediğimiz margarin ve doğal bir ürün olan tereyağı karşılaştırması başlasın! 🙂
Ana konumuza geçmeden önce doymuş ve doymamış yağları tamamen kavramalıyız.
Doymuş yağ çoğunlukla hayvansal kaynaklı olup oda sıcaklığında katı halde bulunan bir yağ çeşididir.
Tereyağı, kuyruk yağı ve bazı tropik yağlar (bkz. hindistan cevizi yağı) bu kategoriye girer.
Doğal doymuş yağların kimyasal yapısına baktığımızdaysa bizi karbon atomları arasındaki tekli bağ karşılar.
Böylece sıvı yağlardan ayrışan, düz ve sıkı yağ asidi zincirli bir kimyasal yapı ortaya çıkar.
Ancak doğal kaynaklı olmasına aldanmadan bu yağ çeşidini fazla tüketmekten kaçınmalıyız!
Zira doymuş yağ tüketimi, kötü kolesterol (LDL) artışına ve birçok kalp-damar hastalıklarına kapı aralar.
Doymamış yağ genellikle bitkisel kaynaklı olup oda sıcaklığında sıvı formda bulunan bir yağ çeşididir.
Zeytinyağı, mısır yağı, ayçiçek yağı, fındık yağı ve susam yağı bu kategoriye dâhildir.
Not: Mısır yağı hakkında daha fazla bilgi için “Mısır Çeşitleri ve Kullanım Örnekleri” yazımıza da göz atabilirsin.
Doymuş yağlardan farklı olarak yağ asidi zincirindeki karbon atomlarının arasında bir veya birden fazla çift bağ bulunur.
Bu, yapı zincirlerin daha esnek olmasını sağlar ve doymamış yağların sıvı formda kalmasına katkıda bulunur.
Ayrıca doymamış yağların tekli (mono) ve çoklu (poli) olmak üzere iki gruba ayrıldığı da unutulmamalıdır.
Fakat genel kullanıcıları sıkmamak adına doymamış yağların faydaları hakkında kısaca şu maddelerden söz edebiliriz:
Çoğu margarin, ayçiçek ve soya gibi doymamış yağların bir kısmının hidrojene edilerek doyurulması sonucu oluşur.
Bu nedenle margarin tek başına “doymuş yağ” olarak sınıflandırılmaz.
Özetle margarin içeriğine bağlı olarak doymuş ve doymamış yağların bir karışımıdır.
Tereyağına kıyasla genellikle daha düşük doymuş yağ içerir.
Artık temel yağ bilgilerini cebimize koyduğumuza göre gelin tereyağı ve margarini daha yakından tanıyalım.
Tereyağı, süt kremasının mekanik olarak çırpılmasıyla su, süt katıları ve süt yağının ayrışması sonucu elde edilen doğal bir süt ürünüdür.
Kimyasal yapısının yaklaşık %80’i yağ, %16’ı su ve geri kalan kısmı ise süt proteinleri ve laktozdan oluşur.
Ayrıca içeriğinde A, D, E ve K vitaminleri gibi yağda çözünen vitaminler bulunur.
Tereyağının asıl fark yaratan özelliğiyse doğal bir fermantasyon süreci veya mekanik çırpma işlemiyle üretilmesidir.
Bu nedenle ilave katkı maddesi içermez (endüstriyel üretimi dışında) ve kendine has bir aroması vardır.
Ekmeğe sürüldüğünde, soslara ve hamur işlerine katıldığında tarife zenginlik katar.
Elbette tereyağı, büyük oranda doymuş yağ içerdiği için fazla tüketildiğinde LDL kolesterolü (kötü kolesterol) yükseltebilir.
Ancak doğal yapısı gereği trans yağ içermez ve margarine kıyasla daha tercih edilesidir.
Margarin, 1869 yılında tereyağına ucuz bir alternatif olarak geliştirilmiş, bitkisel yağların yüksek basınç ve sıcaklık altında işlenmesiyle elde edilen bir üründür.
Hidrojenasyon işlemi ile doymamış yağların kısmen doymuş hâle gelmesi, margarinin katılaşmasını sağlayan faktördür.
Fakat hidrojenasyon işlemi sırasında trans yağlar oluşabildiğinden bu durum, margarini sağlık açısından tartışmalı hâle getirmiştir.
Her ne kadar günümüzde birçok marka trans yağ oranını düşürmüş olsa da margarin hâlâ katkı maddeleri ve renklendiriciler içerir.
Örneğin bazı margarinlere tereyağı aroması eklenerek doğal izlenimi verilir.
Üstüne margarinin zararları hakkındaki bilimsel araştırmalar; trans yağların damar sertliğine ve kalp-damar hastalıklarına yol açabileceğini açıkça ortaya koymuştur.
Madalyonun diğer yüzündeyse herkesin kahvaltıda ekmeğine margarin sürmesi, üretici kısmında düşük maliyet ve bol kazanç demektir.
Gastronomi hikayelerinden bile korkunç bir gerçek, değil mi?
Tereyağı ve margarin arasındaki farkları anlamak için üretim süreçleri ve sağlık etkilerini incelenmelidir.
Tereyağı; doğal yapısı, aroma ve besin değeriyle öne çıkarken margarin endüstriyel oluşu ve trans yağ riski ile eleştirilir.
Her şeyin ötesindeyse zeytinyağı gibi doymamış sıvı yağlar, bu iki doymuş yağdan da sağlıklıdır.
Lakin günün sonunda tereyağı ölçülü tüketildiğinde bilinçli tüketiciler için güvenilir bir mutfak dostudur.
Margarini ise ucuz fiyatına veya reklamlardaki “hafif” imajına aldanmadan sağlık risklerini göz önünde bulundurarak tüketmeliyiz.
Peki sen tercihini hangisinden yana yapıyorsun?
Baklagil Çeşitleri ve Bakliyat Yemekleri ile gastronomi yolculuğuna hız kesmeden devam et! 🙂
Cafer Can Yeşilyurt
Faydalı Kaynaklar